
Dünya genelinde en büyük hemşirelik örgütü olan Uluslararası Hemşireler Konseyi (ICN) her yıl dünyadaki gelişmeler ve toplumların sağlık bakım gereksinimleri doğrultusunda, o takvim yılı içerisinde hemşirelerin gündeminde tartışılması ve yol haritaları belirlenmesi amacıyla bir tema yayınlamaktadır.
Bu temalar, 2019 yılına kadar tüm dünyada sağlık hizmetlerine ulaşımda zorluk yaşayan gruplar, herkese sağlık hizmetinin ulaştırılabilmesi, küresel sağlık sorunlarında hemşirelerin sorumlulukları gibi konuları içermekte idi. Ancak 2019 yılında tüm dünyayı etkileyen Covid-19 pandemisi hemşirelerin nelere hazırlıklı olduğunu açık bir şekilde gösterdi. Pandemi sürecinde hemşireler ülkemizde ve tüm dünyada filyasyon çalışmalarında hastaların evinde, tanı ve tedavi aşamalarında acil servislerde, yatan hasta kliniklerinde ve hastalığın en ağır süreçlerinde ise yoğun bakımlarda hastaların her an yanındaydı. Bu süreçte tüm dünyada ilgi doğal olarak hemşirelik ve hemşirelere yöneldi.
ICN geçtiğimiz günlerde 2023 yılının temasını “Hemşirelerimiz. Geleceğimiz.” olarak duyurdu. Bu tema ile küresel sağlık sorunlarını ele almak ve herkes için küresel sağlığı iyileştirmek amacıyla gelecekte hemşirenin nasıl konumlandırılması gerektiğinin tartışılması amaçlanmaktadır. Biliyoruz ki geleceğin sağlık hizmetlerinin yönetiminde sağlık ve ekonominin ayrılmaz bir bütün olarak ele alınması, sağlık hizmetlerinin salgın sonrası yeni pandemilere hazırlıklı olması, ülkelerin etkin toplum sağlığı hizmetleri ve hizmete erişimi planlamak için önceliklerini, sorumluluklarını ve performanslarını gözden geçirmeleri gerekmektedir. Bireyin ve toplumun sağlığına katkılarının artırılması, sağlığın geliştirilmesi ve hastalıkların önlenmesi için hemşire iş gücünün desteklenmesi ve hemşirelik mesleğine yatırım yapılması, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün herkes için sağlık hedefine ulaşılabilmesi için yapılan temel ve sürdürülebilir bir yatırımdır.
Çünkü hastaların sağlık profesyonelleri ile kurdukları etkileşimin yaklaşık %80’i hemşireler ile kurdukları etkileşimden oluşmaktadır. Mevcut gündem içerisinde de Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde hemşirelerin sistemden çekilmesiyle ortaya çıkan boşlukların, sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde ciddi sonuçları beraberinde getirdiğini göstermiştir. Bu durumun çok daha önce farkına varan DSÖ, 2020 yılını “Hemşireler ve Ebeler Yılı” ilan etmiş; kesintisiz, profesyonel ve kaliteli sağlık bakımının sürdürülebilmesi için hemşirelerin gereksinimlerinin neler olduğu tartışılmaya başlanmıştır.
Yadsınamayacak bir gerçek var ki sağlık profesyonelleri ve bu grubun en geniş nüfusunu oluşturan hemşireler eğitimi ve yetişmesi zor, yerine ikamesi mümkün olmayan bir insan kaynağıdır. Sağlık bakım hizmeti kapsamında mücadele ettikleri sorunların yanı sıra kendi beşeri yüklerini de taşımaktadırlar. Güvenli ve memnun edici bir sağlık hizmetinin sürmesi bu hizmeti verenlerin önce fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan bireysel iyi olma halini sürdürebilmesi ile mümkündür. Pandeminin bize öğrettiklerinden ders çıkarmalı ve bunları geleceğe yönelik hemşirelerin korunmasını, saygı duyulmasını ve değer verilmesini sağlayacak eylemlere çevirmeliyiz. “Hemşirelerimiz. Geleceğimiz.” teması bizlere etkin sağlık hizmet sunumu için hemşireleri desteklemek üzere dersler çıkarmanın yanı sıra, artan küresel sağlık taleplerini karşılamak için sağlık sistemlerimizi nasıl güçlendirmemiz gerektiğini düşünmek üzere de bir hatırlatmada bulunmaktadır.
Sevgi ve Saygılarımla,